Ramazan sonrasını sebze yemekleri ile geçirin
SAĞLIKRamazan ayının sona ermesiyle oruç tutanların beslenmesinin nasıl olması gerektiğini uzmanı anlattı. Diyetisyen Aybüke Kaymakcı, “Daha çok hamur işleri, sarma, dolma gibi yoğun yağlı yemeklere yerine ilk orucu atlatma evresi bakımından sebze ağırlıklı daha hafif bir beslenme tercih edilebilir” dedi.
Ramazan ayında sona güne gelindi. Uzmanlar Ramazan Bayramı ve oruç tutan kişilerin nasıl beslenmesi gerektiği konusunda önemli açıklamalar yaptı. Ramazan ayı boyunca bireylerin uyku düzeninde bozukluklar olduğunu belirten Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Aybüke Kaymakcı, öncelikle uyku düzeni bozukluklarını gidermek ve vücudun biyolojik saatini düzene oturtmak gerektiğini dile getirdi. Oruç tutan bireylerin 16 saatlik açlık çektiği için dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan Diyetisyen Aybüke Kaymakcı, “Burada en geç kahvaltı saatinin 10.30 ile 11.00 arası olması bizim tercihimiz olmalı. İlk etapta hafif bir şekilde başlayabiliriz çünkü sindirimi de yormamak adına oruçta 16 saatlik bir açlık çektiğimiz için hazımsızlık olmaması adına en geç kahvaltı 10.30 gibi olabilir. Sonrasında yatış saatine göre en geç akşam saat 20.00 gibi akşam yemeği yenmelidir. Kahvaltı ve akşam yemeği belirlendiği takdirde gün içindeki dağılımı bireyin ihtiyacına göre yaşam stiline göre yapabiliriz. Bu doğrultuda bir ana öğünde ya da bir ara öğünde yapabiliriz. Benim tavsiyem yine sindirimi zorlamamak adına çünkü oruçtan çıktığımız ve sıcaklarda başladığı için ana yemek formunda değil küçük küçük ara öğünler dağılımı yapılabilir. Bu küçük bir sandviç olabilir, az yağlı bir tost olabilir ve ya bir yoğurt, meyve ve kuruyemişlerle zenginleştirilebilir” dedi.
“Mutlaka gün içinde 2,5-3 litre kadar suyu tamamlamamız gerekiyor”
Ramazan ayının bitmesiyle ve sıcak havalardan dolayı su tüketiminin önemli olduğunu su ile birlikte maden suyu tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Kaymakcı, “Su tüketimi çok önemli biz oruç tutan bireylerde bu dönemde iftardan sahura kadar 2,5 litre su tüketmelerini istemiştik. Bu doğrultuda ramazan bittiği için su tüketimini gün içine yaymalarını isteyeceğiz. Vücuttan ter ile birlikte su atımı oluyor, bunun geri kazanılması için mutlaka gün içinde midenin ihtiyacına göre 2,5-3 litre kadar suyu tamamlamamız gerekiyor. Su kadar bitki çayları da yine önem arz ediyor, bitki çaylarından da su ihtiyaçlarını alabilirler. Bunu yine gün içinde dağılımını yapabiliriz. Maden suyu yine çok önemli. Kan bulguları, potasyum oranına göre, tansiyon durumuna göre yine günde bir iki şeklinde sade maden suyu arttırılabilir, azaltılabilir” ifadelerini kullandı.
“Tatlı ihtiyacımızı bazı alternatiflerle geçiştirebiliriz”
Tatlı tüketimine de dikkat edilmesi ve mümkün oldukça şerbetli tatlıların yerine sütlü tatlıların tercih edilmesini tavsiye eden Kaymakcı, “Tabi tatlılar, Ramazan Bayramı sürecine girdiğimiz için bizim geleneksel sofralarımız oluyor. Bu tatlılarda sindirimi yormamak adına oruçtan çıktığımız için gün içinde besin alımına çok alışık değiliz. Burada şerbetli tatlılar, hamur işlerine çok yer vermeden, sıcaklarla birlikte çok ağırlık olmaması adına sütlü tatlı olabilir, meyvelerden yapılan tatlılar olabilir. Kuru meyve, baldan yapılan tatlı ya da dondurma olabilir. Tatlı ihtiyacımızı bu alternatiflerle geçiştirebiliriz. Tatlı dışında iştahımızı dengelemek için hamur işleri, sarma, dolma gibi yoğun yağlı yemeklere yer vermemek adına ilk orucu atlatma evresi olarak sebze ağırlıklı daha hafif geçirebiliriz” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir
BU BELİRTİLER BEYİN TÜMÖRÜ HABERCİSİ OLABİLİR !
“Herkeste ‘zona’ görülebilir”
Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yönter, halk arasında “gece yanığı” olarak da bilenen zona hastalığının, çok küçük yaşlardan ileri yaşlara kadar herkeste görülebileceğini ifade ederek hastalığa ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Pınar Yönter, “Zona hastalığı ‘varicella zoster’ adlı bir virüsün deri ve sinir uçlarını tutması sonucu, deride kızarıklık ve içi su dolu kabarcıkların oluşumu ve yanma-batma ve ağrı ile karakterize olmaktadır.” dedi.
Doğum sancısı tarih oluyor
Kadın Hastalıları ve Doğum Uzmanı Kerime Nazlı Salihoğlu, “Mobil ağrısız doğum” yöntemi ile sancısız doğumun mümkün olduğunu söyledi.
Alerji atakları günlük hayatı etkileyebilir
Günümüzde sık karşılaşılan alerji hastalığı ve teşhisinde uygulanan testler hakkında bilgilendirmede bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Enkhjargal (Egi) Losol, “Genetik yatkınlığı olan kişilerde sık tekrarlanan alerji ataklarının günlük hayatı etkileyecek kadar şiddetli olabilir” dedi.
Artık 80 yaş üzeri de kalp ameliyatı olabilecek
Kardiyoloji alanındaki yeni uygulamalar ve hastaya uygun olarak geliştirilen işlemler sayesinde, kalp kapak hastalıklarının tedavisi için yüksek risk sebebiyle ameliyat edilemeyen hastalarda TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) yöntemi kullanılıyor.
Salgın döneminde klima hastalığına dikkat
Klima hastalığının (lejyoner hastalığı) yaygın kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, huzursuzluk ve ateşle belirti verebileceğini vurgulayan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özkan Akyol, özellikle pandemi sürecinde klima kullanıma daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.